top of page
Yazarın fotoğrafımukadder duran

Çocuklarda Öfke ve Saldirganlik


Herkese merhabalar bugün, özellikle son zamanlarda arttığı söylenen “Çocuklarda Öfke ve Saldırganlık” konusunu Çocuk Gelişim Uzmanı Alime BİLGİ ile konuşacağız. Anne babaların genellikle sorun yaşadıkları , nasıl başa çıkacaklarını bilemedikleri ve sonucunda olumsuz tepki verdikleri bir durum. Bu nedenle çok önemli bir konu.


+Çocuklardaki öfke ve saldırganlığı ne zaman görmeye başlarız ve hangi davranışlarla anlarız? Hangi davranışlar öfke ve saldırganlığın belirtisi hangi davranışlar normaldir?


Genelde 2 yaşındaki çocuklar çok sinirli yada inatçı davranışlar sergiliyor , yapmak istediklerini yaptırmaya çalışınca saldırgalık ve öfke ebeveynlerin daha çok gözüne çarpmaya başlıyor. Bu yaşa kadarki sergilenen davranışlar normal olarak algılanıyor. Fakat bu yaştan sonra büyüdükleri ve yapmamaları gerektiği kanısına varıyorlar. Çocuklarına doğrudan sinirli etiketini yapıştırabiliyorlar. (Bu çocuk sinirli ve saldırgan) 2 yaş sendromu diye bir şey var. Çocuklarda çocukluk ergenliği dediğimiz bir şey, Frued da öyle der. Çünkü bu yaşlarda ilk bağımsızlaşma isteği başlıyor. Kendini ve çevresini keşfetme, bir şeyleri yapabildiğini daha iyi kavrama; bunlar başladığı zaman doğal olarak ben yapacağım, benim istediğim olacak durumları gerçekleşiyor. Aileler de onlarla inatlaştığı zaman, kaos oluşabiliyor.

Çocuklar kendine zarar verdiğinde, arkadaşlarına ve çevresine zarar verdiğinde, özellikle yaşıtlarına zarar verdiğinde bu durum artık normal değil ve yardım alınması gereken bir noktaya geliyor. Bazen öfke krizleri olabiliyor, ciddi ağlamalar olabiliyor, ağlayınca morarmalar olabiliyor mesela. Bu durumlarda da yardım almak gerekiyor.



+Anne ve babalar bu durumlarda nasıl tepki vereceklerini bilemiyorlar bunun bir derecesi var mı? Mesela oyuncaklarını hep kırıyorsa, bebeğin kafasını koparmak gibi durumlara kalkışıyorsa ne zaman müdahale edilmeli?


Tabiki ailelerin çocuklarını dikkatle gözlemlemeleri gerekiyor. Özellikle böyle çocukları yalnız bırakmamak gerekiyor. Bütün oyuncaklarını kırıyorsa onlarla hiç oynamıyorsa bu bir sorun olabilir, kendinin ve başkalarının oyuncaklarını parçalayıp atıyorsa bu da bir sorundur. Bu, çocukta bir şiddet yöneliminin olduğunu gösterebilir. Tabi niye çocukta şiddet yönelimi var? ona bakmak lazım, doğuştan böyle diyemeyiz.


+Peki çocuklarda şiddetin nedenleri neler olabilir? Bazen, bunun babası da böyleydi, dedesi de böyleydi, derler. Bu ne kadar doğrudur? Suçu hemen genetiğe atalım mı yoksa birazcık sorumluluk alalım mı?


Aslında her ikisi de. %100 genetik yada %100 çevre olmuyor. Her ikisinin de katkısı oluyor. Evet bir insan genetik olarak sinirli olabilir. Ancak bizim değistirebileceğimiz bir oran var. Biz bunu değiştirebiliriz.

Bu durumda bazı insanlar genetik olarak bazı ruhsal hastalıklara yatkın olabiliyorlar. Şizofreni, bipolar, depresyona yatkınlık gibi. Öfke de böyle olabilir ancak bunu nasıl yönettiğimiz önemlidir. Çocuğumuza bunu nasıl yönetmeyi öğrettiğimiz önemli oluyor bu durumda.

Ebeveynlerin nasıl davrandığı , rol model olmaları çok önemli. Bazen babalar ya da anneler "Ben çok sinirliyim napayım böyleyim" diyebiliyor. Anneler biraz daha değiştirmeye yönelik olabiliyorlar. Babalar ise ben zaten sinirliyim o da sinirli, kabul edelim, diyerek işin içinden çıkmak isteyebiliyorlar. Ancak bu durumda çocuk daha da çok sinirli olabilir ve çevresine de zarar vermeye başlayabilir. Kendisi bir zorba olabilir. Hepimiz bu durumda sorun yaşarız. Bu sebeple çocuk daha küçükken önlemini almak gerekiyor. O yüzden kendi davranışlarımıza çok dikkat etmemiz gerekiyor. Ebeveynlerin sakin olması çok önemli. Kendimiz sinirliysek öfke kontrolü için, bunu yönetmek için yardım alabiliriz. Öncelikle kendimizi sakinleştirmemiz gerekiyor. Şunu biliyoruz, fiziksel olarak, cinsel ve psikolojik şiddete uğrayan çocukların bunları başkalarına yapmaya meyilli oluyorlar. Bu sebeple rol modeller çok önemli. Çocuk şiddet kendisine uygulanmasa bile başkasına uygulanırken gördüğünde yine öğreniyor.


Özellikle ebeveynlerin kendi öfkelerini nasıl etrafa yansıttıkları, olumlu mu yoksa olumsuz şekilde mi yansıttıkları önemli oluyor. Kırarak, bağırarak, küfrederek yada sesini yükselterek mi yansıtıyor yoksa "Ben şu an çok sinirliyim biraz dışarı çıkacağım" mı diyor. Çözüm odaklı mi düşünüyor bunlar önemli. Çocuk bunları hemen ailesine karşı göstermese de okulda yada dışarıda arkadaşlarına yapabilir. Anne babanın öfkelerini normal konuşurken dile nasıl yansıttıkları da önemli, birilerinin arkasından konuşmak, o kişi yokken ona küfür etmek yada hoş olmayan şeyler söylemek de şiddettir. Öfkemizi kontrol edemiyorsak bile en azından çocuğun yanından uzaklaşmamız büyük bir adımdır.


+Öfke ve saldırganlıkta çocukları eleştirmenin rolü nedir?

Elbette ki çok yüksek; bu çocuk yapamıyor beceremiyor, arkadaşlarının içinde bunun dili bozuk gibi cümleler söyleyebiliyorlar. Hatta çocuğun yanında bize geldiklerinde bile söylüyorlar, bunları duyuyoruz. Çocuklarına hitap şekli bile psikolojik bir şiddeti yansıtabiliyor. "Bunun" demek çocuğun sahiplenilmediğini, istenilmediğini düşündürmektedir. Zaten bunları duyan çocuk kendini düzeltmez, "Ben böyleyim" der. Tam tersine bunu söyleyenlere karşı bir öfke duyabilir çünkü ailesi çocuğun değişebileceğine zaten inanmamaktadır. Söylemleri ile de çocuğa bunu ifade etmektedirler. Bunların neticesinde şiddet eylemlerinde artış olabiliyor. Aslında eleştirinin etkisi çok yüksek çünkü duygusal reddetmeyi de beraberinde getiriyor. Koşullu sevmeler, görmezden gelmek, küçümsemek (özellikle onun öfkesini), onu daha çok öfkenlendirir. mesela "aman şuna bakın sinirlenirmiş de!, sen öfkelensen ne olur sanki" gibi cümleler küçüksemektir. çocuk öfkeliyse ciddi bir şekilde ele almak gerekir alay etmeden. Uzm. Psk. Ayşe Yılmaz Çocuk Psikolojisini Anlama Klavuzu kitabında çocukların bir kumbara gibi olduğunu zamanı gelip de anahtarını açtığınızda ne attıysanız onun döküleceğiniı söylüyor. Ben bu anahtarın açılma zamanın ergenlik olduğunu düşünüyorum. Birçok aile çocuklarının ergenliğe girince içinden bir yabancının hatta bir şeytanın çıktığını söyleyebiliyorlar. Ergenlerde ben çektim sıra sizde, ben katlandım az da siz katlanın söylemleri yaygın olabiliyor. O güne kadar sakin görünen çocuk o zaman değişiyorlar. İçlerinde bastırdıkları her şeyi dışarı akıtıyorlar.



+Erkek çocuklarının öfkelerini dışarı, kız çocuklarının ise kendilerine yönelttiklerini biliyoruz. Bu tür davranışlar çıktığında ne tür önlemler alabiliriz?


Aslında yukarında biraz bahsettik, bizim sakin olmamız önemli ergen ise bulunduğu ortamdan dışarı çıkarmak iyi olabilir. Sinirlendiğimizde hızlı nefes alıp veririz, bu nedenle çocuğun nefesini düzenlemek onu sakinleştirebilir. Özellikle ergenlerde sinirlendikleri zaman kendilerini öfkelendirecek başka şeyler bulmaya daha meyilli olurlar, onları ikna etmek önemli olur. Küçük çocuklarda ellerini yüzlerini yıkayabiliriz. Daha sonra onun sinirlendiği şey neyse onu açıklayabiliriz. Almadığımız bir oyuncak ya da gitmediğimiz park olabilir. Anlayacağı bir dil kullanmak önemli. Kendine zarar veriyorsa o anda ona sarılabiliriz, sarılarak sakinleşmesini bekleyebiliriz. Burada dikkat dağıtmak işe yaramayabilir. şefkatimizi göstermek gerekiyor.

Çocuk öfkeleniyorsa ya da saldırganlık gösteriyorsa bir şeyleri anlatma çabası içindedir, onun ne olduğuna odaklanmak gerekiyor. “Bu çocuk ne istiyor?” çoğu zaman çocuğun o andaki davranışlarına odaklanıldığından neyi anlatmaya çalıştığına önem verilmiyor.


+Bildiğimiz kadarıyla çocuklar 5 yaşına kadar empati yapamıyorlar , en azından bizim bildiğimiz şekliyle. Bu yaştan öncesinde çocuk birine vurduğunda bir tane de ona vurmak, bak böyle oluyormuş demek doğru mudur?


Evet bu yaştan önce çocuklar çok empati yapamıyorlar. Çocuk düştüğünde yere vurmak,kapıya çarpmak, bunlar aslında daha çok bir intikam alma davranışına neden oluyor. O sırada ; acıdı mı, üzüldün mü gibi çocuğun duygularını ifade edebileceği bir iletişim şekli sunmak doğru olacaktır. Evet 5 yaşına kadar empati kurmuyor olabilir ancak öğretilmesi gerekiyor. Çocuk birine vurduğunda bak üzülür, canı acır diye söylemek gerekir. Böylece hazır olduğunda bunu anlayabilsin. Çocuğu aynı kötü davranışa maruz bırakmak çocuğun o davranışın karşıda nasıl bir his yarattığını anlamasını sağlamıyor, ancak söylemek gerekiyor. Mesela benim çocuğum küçük, onun bebeklerini alıyorum, sarılıyorum, seviyorum, cici diyorum, ona nasıl sevileceğin öğretiyorum. Onu sevsin ve sevgisini göstersin. Aynısını yapıyor. Şu an sevgiyi bildiği için sevgisizliğin ne olduğunu da anlayabilir. Özellikle 5 yaşına kadar örnek olma çok önemli. Nasıl sevileceğini ,öfkeyi nasıl yönetebileceğini yada empatiyi farklı metaryaller kullanılarak da öğretebiliriz; hikayeler,resimler, oyunlar aracılığı ile. Aynı zamanda kendini başka birinin yerine koyma gibi oyunlarla da yapılabilir.


Fizyolojik rahatsızlıklar, epilepsi, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu gibi rahatsızlıklar da öfkeyi ve saldırganlığı tetikleyebilir. Bu hastalıkların tedavisi alınmalı gerekli ilaçları tedarik etmelidirler.


Sonuç olarak öfke herkeste olan bir duygudur. Ancak öfke ve öfkenin getirmiş olduğu saldırganlık öfkenin etkili ve olumlu bir şekilde ifade edilip yönetilebilmesi ile engellenebilecek bir durumdur. Burada ise çocukların öfkelendikleri zaman her istediklerini ellerine vererek sakinleştimeye çalışmak onların öfkelerini olumsuz bir şekilde ifade etmeyi pekiştirmelerinden başka bir işe yaramayacaktır. Çocukalara istediklerini vermek yerine öfkelerini olumlu nasıl ifade edebilecekleri öğretilmeli ve özellikle de örnek olunmalıdır.


Alime BİLGİ, Çocuk Gelişim Uzmanı

Mukadder DURAN, Psikolog

İnstagram: @kendimize_bir_adim

Link: https://anchor.fm/mukadder-duran/episodes/ocuklarda-fke-ve-saldirganlik-e1baghs

504 görüntüleme0 yorum

תגובות


bottom of page